| 0 yorum ]



Hani kitapçıya gidersiniz,aklınızda bir kitap ismi yoktur,aslında ne aradığınızı bile tam bilmezsiniz de bir kitap kapağına ilişir gözünüz,bir anda hem ne aradığınızı anlarsınız hem de neden aradığınızı...İşte böyle bir kitap ''Doğum Günü 15 Aralık''.
Kapağındaki çekicilik,hepimizin ''uçurumun kenarında olma'' duygusuna aşinalığımızdan geliyor belki de.Bir de farklılığından.Hepimiz alışığızdır kayalıkların üstünde,beyaz elbisesiyle çaresizce duran "kız" figürüne.Ama bu defa karşımıza çıkarılan;beyaz giysisiyle,çaresiz bir erkek.
Merak edip okumaya başlıyorsunuz ve ilk sayfa:Yağmurlu havada muhteşem bir Arnavutköy tasviri,balıkçılar ve dibe vurmuş,deliliğin eşiğinde bir adam...Ve birgün Azrail yoluna çıkar.Ona ,hayatında en çok hatta tek istediği şeyi vermeyi vaadeder...
Yönetmen Murat,küçük bir araba kazasıyla tanıştığı ve kendinden çok sevdiği Sitem'i yine bir araba kazasında kaybeder.Doğumgünü olan 15 Aralık'ta ölen Sitem'i asla unutamaz,nöbetlerle,halüsinasyonlarla geçirdiği 2yılın sonunda balıkçı kılığında karşısına çıkan Azrail ona,sevgilisinin aynı bedende farklı bir ruhla geri gönderileceğini söyler.Murat bu büyük ödül için nasıl bir bedel ödeyeceğini sonradan öğrenecektir...
Anlattıklarımdan fantastik bir roman gibi görünüyor olabilir ama aslında aşkla mistisizmi birlikte sunan gerçekçi bir kitap.Benzer konularda yazılmış kitaplar,senaryolar sizi yanıltmasın.Okuyucuyu kitabın içine çeken anlatımıyla,vurgularıyla,tam kıvamındaki betimlemeleriyle insanı kendine hayran bırakan Osman Aysu'nun bu eserini mutlaka okuyun,72 yaşında olduğuna inanamayacaksınız.

0 yorum

Yorum Gönder


Yazıyla Alakası Olmayan,Küfür Ve Argo İçeren Yorumlar Yayınlanmamaktadır.